“ ‘Vorsprung durch Technik’ bir slogandan çok daha fazlası”

Bay Hoffmann, Audi yarım asırlık “Vorsprung durch Technik”i kutluyor. Son 50 yılın çoğu dönüm noktasını, hâlihazırda sizin sorumluluğunuzdaki departman belirledi. Geriye dönüp baktığınızda, sizce en önemlisi hangisiydi?
quattro teknolojisi benim için çok önemli bir kilometre taşıydı. Çünkü bu teknoloji yalnızca ralli başarılarımızı artırmakla kalmayıp, aynı zamanda da içgörülerin yarışlardan seri üretime aktarılması konusunda bir örnek teşkil etmişti. quattro o dönemden beri Audi ile eş zamanlı olarak ilerliyor. Audi Space Frame teknolojisine sahip ilk Audi A8’in 1994 yılında piyasaya sürülmesi, sonunda premium bir marka olarak statümüzü sağlamlaştırması açısından da benzer şekilde önem arz etmişti.
Audi, 1980’li yıllarda S1 ile ralliye yön verdiği sırada, “Vorsprung durch Technik” sloganı zaten on yaşındaydı. Bunun kaynağını ne olarak görüyorsunuz?
Öncelikle, şunu vurgulamak isterim ki “Vorsprung durch Technik” o zamanlar da bizim için her zaman bir slogandan çok daha fazlasıydı, şimdi de öyle. Bunun yerine bu söylem, Audi zihniyetini özetliyor. Elli yıl önce, etkileyici bir motora ve hafif yapı teknolojisine sahip bir model olan Audi 80 ile “Vorsprung durch Technik”i ilk kez hayata geçirdik.
Motor sporlarından bahsetmişken, rekabet kızıştığında, ilerlemenin sağladığı üstünlüğe kimin sahip olduğunu görmek kolaydır. Motor sporları “Vorsprung durch Technik” felsefesi için ne kadar önemliydi ve ne kadar önemli?
Ben motor sporlarına büyük bir hayranlık duyuyorum. Devrelere gitmeyi ve aksiyona dahil olmayı seviyorum. Ama bu konuda tutkulu olmamın tek nedeni bu değil. Yarışlar, yeni fikirler ve bileşenler için ilham aldığımız zorlu koşullar altında bir tür test laboratuvarına dönüşebiliyor. Bu durum, geçmişte 24 saatlik muhtelif şampiyonalarda quattro çekiş sistemi ve hibrit otomobiller için geçerliydi ve şimdi de hiç değişmeyecek.
Ortalama bir Audi müşterisi “Vorsprung durch Technik” felsefesini nasıl deneyimleyebilir?
Araçlarımızın ayırt edici DNA’sı, müşterilerin araçtan tam anlamıyla keyif almasını sağlamasıdır. Bu nedenle, direksiyon açısı gereksinimleri veya araç akustiği gibi teknik detayların en ince ayrıntısına kadar incelenmesine fırsat sunacak “Audi DNA’sı” projesini başlattım. Hedefimiz, Audi sürüş deneyiminin nasıl hissettirmesi gerektiğine dair net bir tanım oluşturmak. Bu arada, yüksek otomasyonlu sürüşün bir gün gerçek olması durumunda da geçerli olacak bir tanım oluşturmanın peşindeyiz.
“
Vorsprung durch Technik’ Audi zihniyetini özetliyor.”
1970’lerde ve 1980’lerde odak noktası genellikle teknoloji üzerindeydi, ancak kısa süre içinde tasarım ve estetik giderek artan biçimde ön plana çıkmaya başladı. Sarkaç yine teknolojiye doğru mu dönüyor?
Bana göre tasarım ya da biçim ve fonksiyon arasındaki etkileşim, her zamankinden daha önemli hale geliyor. Neticede, dünyamız ve dolayısıyla araçlarımız giderek artan biçimde dijital hale geldikçe, tasarım da dijital dünya ile bağlantıda kalmaya çalışıyor. Bu süreçte, araçların iç mekanları gelecekte önem kazanmaya devam edecek. Her yeni proje ile Audi Tasarım ekibimiz bu zorluğun üstesinden gelerek sürekli çığır açtığını kanıtlıyor. “Vorsprung”un, başka bir deyişle ilerlemenin teknik bir yanı da olduğunu söylemeye gerek yok. Aslında benim için bu Almanca kelime, doğru altyapı ile birleştirildiğinde 270 kilovatta hızlı şarj etme imkanı sunan EV istasyonları, akıllı aydınlatma teknolojisi ve bir malzeme karışımı sonucu ortaya çıkan hafif yapı gibi günlük yaşam kalitesini önemli ölçüde artıran yüksek kaliteli ve inovatif çözümleri tanımlıyor.
Dönüşüm kelimesi herkesin dilinde olan ve her alanda kullanılan bir kelime. Yarım asırlık “Vorsprung durch Technik”in ve sürekli dönüşümün gelecek için harika bir prova olduğunu söyleyebilir miyiz?
Hedefimiz, değişim tarafından yönlendirilmek yerine geçmişte olduğu gibi toplumda her zaman değişimler meydana getirmek. Yani bu açıdan evet, “Vorsprung” felsefesini 50 yıl boyunca yaşamak ve solumak büyük bir avantaj. Bilhassa otomotiv endüstrisinde olmak üzere, muazzam değişimlerin devam etmekte olduğunu söylemek gerek.
Siz ve şirket bir bütün olarak buna nasıl bir tepki veriyorsunuz?
Örneğin, yapıları ve süreçleri yeniden düzenliyoruz ve geliştirme döngülerini kısaltıyoruz. Ben şahsen bu gibi şeylere fazlasıyla önem verip bunların ekip olarak üstesinden gelmeyi tercih ediyorum. Audi’de tutkuyu ve öncü ruhu iliklerimizde hissediyor ve soluyoruz. Yani mevcut durumu sürekli olarak sorgulama gayreti gösteriyor ve kendimizi geliştirmeyi asla bırakmıyoruz.
Oliver Hoffmann
Oliver Hoffmann, makine mühendisi olarak yaptığı çalışmaların sonrasında kariyerine 2004 yılında Volkswagen AG’de başlamış ve AUDI AG’nin Almanya ve yurt dışındaki lokasyonlarında çeşitli görevlerde bulunmuştur. AUDI AG’de Güç Aktarım Mekanizması Geliştirme sorumluluğunu üstlenmeden önce 2014 yılında Györ tesisinde Güç Aktarım Mekanizması Geliştirme Şefliğine terfi etti. 2017 yılında Audi Sport GmbH’de Teknik Geliştirmeden Sorumlu Şef olarak atandıktan sonra, Haziran 2018’de bu şirketin Genel Müdürü oldu. Oliver Hoffmann, 1 Mart 2021’de AUDI AG Yönetim Kurulu üyesi olarak Teknik Geliştirme bölümünün sorumluluğunu üstlendi.
Önünde sonunda, karşılaşılan zorlukların yapısı da değişiyor. Bu yeni görevler kendinizi geliştirmenize gerçekten katkı sağlıyor mu?
İnsanların “Vorsprung” yorumunun ve bizden bekledikleri yeniliklerin sürekli olarak değiştiği doğru. Bu, insanları her zamankinden daha çok ön plana çıkarıp merkeze koyarak sorumlu bir şekilde geleceğe katkıda bulunma anlamına geliyor.
“Vorsprung”u hayata geçirmenin ve sınırlarını genişletmenin günümüzde daha mı zor, yoksa yeni teknolojik seçenekler göz önüne alındığında daha mı kolay olduğunu düşünüyorsunuz?
Sadece farklı olduğunu düşünüyorum. Yeni araçları ve hizmetleri, 21. yüzyıl dijital toplumumuzun bizden beklediği hızda geliştirmeliyiz. Geliştirme döngülerini kısalttığımızı öylesine söylemiyoruz. İnovasyon süreci, 10.000’den fazla Teknik Geliştirme çalışanımızın yaratıcı zihninden çıkan fikirlerle başlıyor. “Vorsprung durch Technik”i yeni bir mobilite çağına uyacak şekilde dönüştürmek için bu yaratıcı kaynaktan istifade etmeliyiz. Hâlihazırda yeniden yapılandırmakta olduğumuz inovasyon yönetimi bu sürece yardımcı oluyor.
Yeni mobilite çağında “Vorsprung”u nasıl anlatacak ve hayata geçireceksiniz?
Yeni mobilite çağında “Vorsprung”u modern mühendislik, tasarım ve dijital deneyimler olarak yorumluyoruz. Başka bir deyişle, olaya sadece otomobiller açısından bakmıyoruz. Geleceğe yönelik olarak, gerekli altyapıyı da kapsayan uçtan uca mobilite çözümlerine giderek artan biçimde odaklanacağız. Bu nedenle geliştirilmekte olan projelerden biri, Audi markasının standartlarını bütün yönleriyle karşılayan hızlı şarj konseptiyle ilgili. Farklı lokasyonlarda esnek bir şekilde kullanıma sunulabilen Audi şarj çoklayıcı, gelecekte talepte oluşacak ani artışları karşılayabilir. “Vorsprung” izinde toplumun gelişimine katkıda bulunmayı hedefliyoruz.
“
Hedefimiz, geçmişte olduğu gibi toplumda her zaman değişimler meydana getirmek.”

Gelişmekte olan elektromobilitenin de katkı sağladığını düşünüyor musunuz?
Elektromobiliteye geçiş, endüstrimizin şimdiye kadar geçirdiği en etkileyici dönüşümdür. Sınıfının en iyisini hedeflediğimizi söylemeye gerek yok. Bu amaçla, Audi’de elektrifikasyonun kapsamını sistematik olarak genişletiyor ve Grup’un hâlihazırda mevcut tüm e-platformlarından yararlanıyoruz. 2025 yılına kadar, tamamen elektrikli 20'den fazla model sunmayı planlıyoruz.
Bu modellerden biri de Audi RS e-tron GT.
Audi’nin elektrikli premium mobilite alanındaki amiral gemisi, aynı zamanda 50 yıllık “Vorsprung durch Technik” uzmanlığını özümsediği için benim için zaten ikonik. Audi RS
e-tron GT, inandığımız yarının mobilitesinin bir ifadesiyse gelecek parlak görünüyor.
“Vorsprung” sizin için kişisel olarak ne ifade ediyor?
Benim için “Vorsprung”, her zaman belirli bir anın anlık görüntüsüdür. Çünkü “Vorsprung”, yorulmadan inovatif ve yeni çözümler aramak anlamına geliyor. Bunu sürdüremediğimiz sürece dünyadaki tüm gelişmeler anlamsız kalıyor.
Audi RS e-tron GT: kWh/100 km cinsinden güç tüketimi (ortalama*): 22,1–19,8g/km cinsinden CO₂ emisyonları (ortalama*): 0
Seçilen aracın donanımına bağlı olarak aralıklarla birlikte yakıt/güç tüketimi ve CO₂ emisyonları hakkında bilgiler.
Bu araç için sadece WLTP'ye göre tüketim ve emisyon değerleri bulunur, NEDC'ye göre değerler bulunmaz.
Audi RS e-tron GT: kWh/100 km cinsinden güç tüketimi (ortalama*): 22,1–19,8g/km cinsinden CO₂ emisyonları (ortalama*): 0
Seçilen aracın donanımına bağlı olarak aralıklarla birlikte yakıt/güç tüketimi ve CO₂ emisyonları hakkında bilgiler.
Bu araç için sadece WLTP'ye göre tüketim ve emisyon değerleri bulunur, NEDC'ye göre değerler bulunmaz.