Sessizlik, arada birkaç kelimelik cümleler, ardından tekrar sessizlik. Temiz, aydınlık atölyede, yakında bir ralli otomobilinin sürücü kabini haline gelecek iskelete dikkatle odaklanan adamlar, birbirlerini anlamak için birkaç kelimeye ihtiyaç duyuyorlar. Yarışların efsane ismi Carlos Sainz, direksiyonun arkasında hareketsiz bir şekilde oturuyor. Altındaki ve arkasındaki alan köpükle doluyor; köpük sertleştiğinde tam olarak Sainz'in gövdesine göre biçimlendirilmiş bir sürücü koltuğu ortaya çıkacak. Teknisyenler ve mühendislerin en ufak ayrıntıya bile dikkat etmesi gerekiyor; çok fazla duraksama veya beceriksizce bir hareket sürecin sıfırdan başlamasına neden olacak. Koltuk montajı, bunun gibi özel bir projede önemli bir aşama. Burada Neuburg an der Donau'da Audi RS Q e-tron¹, elektrikli çekiş konseptiyle Ocak 2022'deki Dakar Rallisi'nde yerini almak üzere geliştiriliyor. Sainz, yarışa katılan üç Audi Sport ekibinin pilotlarından biri. İddialı bir plan üzerine kurulu büyüleyici bir konsepte sahip her birinde bir Audi pilot ve yardımcı pilot bulunacak üç otomobil, elektrikli güç aktarım mekanizması ile bir TFSI motor ve jeneratörden oluşan enerji dönüştürücü sistemini birleştiren bir çekiş sistemi ile çölde iki hafta boyunca zorlu bir mücadele verecek.

Proje, zamanlama da dahil olmak üzere baştan sona iddialı: Her şey 2020 yazında başladı. Dakar'dan önce gerekli testlerin yapılmasına yetecek süreyi ayarlamak için otomobilin test işlemlerinin 2021 yazına kadar başlaması gerekiyordu. Yani otomobili geliştirmek için on iki aydan daha kısa bir süre vardı—kurgulamadan üretime, tasarımdan montaja tüm pandemi koşulları altında tam bir koşturmaca. Audi Sport ve ortağı Q Motorsport'un geliştiriclerinden ve teknisyenlerinden oluşan bir ekip yardıma yetişti; bolca deneyim, iyi ilişkiler ve özellikle Dakar'da sayısız başarı onlarla birlikte geldi. Audi Sport Geliştirme Müdürü Stefan Dreyer, “Proje tüm ekip için bir mücadeleydi ve hala da öyle” diyor. Nasıl üstesinden gelmeli? “Doğru zihniyetle; cesaret, istikrar, azim ve hırsla.”

Deneyimle donanmış. Neuburg, yalnızca giriş salonundaki yerden tavana uzanan kupa dolabından bile anlaşılacağı üzere, fazlasıyla deneyime sahip. Audi Sport, Le Mans dayanıklılık yarışında, Nürburgring-Nordschleife'de, DTM'de, Formula E'de ve ralli yarışlarında yarış tarihini yazdı. 1980'lerin başında, ralli yarışlarında yenilikçi bir teknoloji ortaya çıktı—quattro çekiş sistemi. Audi şimdi ralliye ve muhtemelen en zorlu yarış olan Dakar Rallisi'ne çığır açan çekiş konseptiyle dönüyor. Ekip ayrıca daha önceki gelişmelerden de yararlanabiliyor: Audi RS Q e-tron'da¹, Dakar için bir araya getirilen Formula E'deki toplam üç elektrik motorunun yanı sıra DTM'deki TFSI motoru kullanılıyor.

Geliştirme sürecindeki hız, Neuburg kompleksinin kendisine de bağlanabilir. Burası, teknik geliştirme ekibinin sürüş destek ve güvenlik sistemlerini test ettiği, satış ve müşteri yarış departmanını da içeren Motor Sporları mükemmellik merkezine ev sahipliği yapmaktadır. Tesisin yaklaşık 400 çalışanı bulunmaktadır. Ayrıca, müşterilere açık olan deneme pistlerine de ev sahipliği yapmaktadır; burada müşteriler Audi sürüş deneyiminin bir parçası olarak yeni Audi RS e-tron GT² gibi yeni modellerde test sürüşü yapabilmektedir. 47 hektarlık alan, deneyimin bir alandan diğerine aktığı Audi Motorsport'un kalbinin attığı yerdir. Sorunsuz çalışan bir ekibin yanı sıra altyapı tesisleri, motor test donanımlarından simülatörlere ve deneme pistlerine kadar çeşitlilik gösteren ekipmanlara sahiptir. Burada birlikte çalışan Dakar ekibi, önemli kilometre taşlarına ulaştı. Dreyer, “Otomobilin atölyede parça parça ortaya çıktığını, herkesin el ele çalıştığını, kelimeler olmadan iletişim kurduğunu gördüğünüz an doğru olan her şeyin bir arada olduğunu anlıyorsunuz” diyor. Benzer şekilde, test sürecinin başlangıcı da unutulmaz anlardan biridir. Otomobil son derece karmaşık gelir. Her şeyin bir yapboz gibi birbirine geçtiği ve otomobilin ilk metrelerini kat ettiği an çok daha özeldir.

Bunun gibi tüm heyecan verici anlar için Audi RS Q e-tron'un¹ kat edeceği daha çok yolu var. Çünkü tıpkı geliştirme aşaması gibi test aşaması da zorluklarla doludur. Dreyer, “Dakar bir hazine sandığı gibi—ne bulacağınızı asla bilemiyorsunuz” diyor. “Her ihtimale karşı hazırlıklı olmamız gerekiyor.” Bu nedenle otomobiller, Audi Sport'ta hem gerçek yaşam koşullarında hem de atölyelerde zorlu testlerden geçiyor. “Kalkış odası”nda da görülebileceği gibi, ince işçiliğin yanında yüksek teknolojili çözümler kullanılıyor. Audi RS Q e-tron'un¹ gövde parçaları zemine yayılmış, sürücü kabini yerine yerleştirilmiş. En son teknolojiyi ve en önemli araçlarını yani işitme duyularını kullanan iki teknisyen, zayıf noktalar oluşturabilecek küçük hava ceplerine karşı kabin malzemesini her açıdan kontrol ediyor. Malzemeye santim santim vurarak seste, işçilikteki en ufak bir hatayı gösterebilecek tarzda bir farklılık olup olmadığını kontrol ediyorlar. Bu tür hataların rallide korkunç sonuçları olabilir. Her bir bileşen ayrı ayrı, çöl koşullarının zorluklarına dayanabilmelidir. Ve zaman daralıyor. Günlük uzun etaplar, yağmur, sıcak, toz, malzemeleri ve ekibi zorlayacak olağanüstü şartlar içeren iki haftalık Dakar rallisinin başlamasından önce ekibin testleri tamamlayabilmesi için önünde yalnızca beş ay gibi bir süre var. Yeni bir otomobil konsepti için gerçek bir meydan okuma. Ancak Dreyer'e göre Audi Sport’un aradığı şey tam da buydu. Katılma arzusunu bir soru ateşledi: Yarının motor sporlarında verimli, yüksek performanslı, uzun menzilli güç aktarım mekanizması neye benzeyecek? Audi Sport’un yanıtı, Audi RS Q e-tron'da¹ ilk kez kullanılan ve her şey yolunda giderse devamı gelecek enerji dönüştürücü konsepti oldu. Dreyer’e göre: "Konsept, motor sporları stratejimizde yeni bir istikamet gösteriyor. Tüm motor sporları uygulamalarında kullanılabilir, ayrıca modüler sistemlerde olduğu gibi yeni teknolojiler de dahil edilebildiğinden yeniden şekillendirilebilir ve geleceğe hazır.” Dakar Rallisi, barındırdığı çok sayıda zorlukla konsept için bulunmaz bir test laboratuvarı. Sağladığı tüm özgürlük ve fırsatlarla ralli bugün, Vorsprung durch Technik sloganını hayata geçirebileceğimiz mükemmel bir platform olarak kabul ediliyor. Etkinlik organizatörü ASO, alternatif çekiş konseptlerine yönelik bilinçli bir girişimde bulunduğu için bu platform bizim için biçilmiş kaftan.

Audi Sport ekibi Dakar'a bir misyonla gidiyor: yeni yollar açmak, bunun mümkün olduğunu kanıtlamak ve elektrikle çalışan otomobillerin hafife alınmaması gereken rakipler olduğunu göstermek. Tüm ekip bu hedefe ulaşmak için çok çalışıyor: pilot ve yardımcı pilot için mükemmel koltuğu yaratmaya ve olası sorunları titizlikle sesten belirlemeye odaklanmış teknisyenlerden, Dakar'ın zorluklarına fiziksel ve zihinsel olarak hazırlanmak üzere eğitim alan pilotlara kadar herkes. Her şey—her bir disiplin ve bunların nasıl etkileşime girdiği—tam olarak anlaşılmalıdır. Dört Halka'nın Dakar'a katılımı büyük ilgi görüyor ve motor sporları dünyası meraklı bir bekleyiş içinde. Dünya Audi RS Q e-tron'a¹ baktığında özellikle tasarım konusunda Audi'nin en saf halini görecek. Sonuç olarak tasarım, otomobilin geliştirilmesinde motor sporlarındaki mevcut duruma kıyasla çok daha büyük bir rol oynadı. Seri üretim otomobillerin tasarımını andıran ve yansıtan çok sayıda detay var. Bu ayrıca projenin kapsamını genişletme hedefini de yansıtıyor. Şirket içinde motor yarışlarında daha fazla elektrikli otomobil kullanımını ve seri devamını teşvik etmesi amaçlanıyor. Her ikisine de Suudi Arabistan çölünde edinilen bilgiler katkı sağlayacak. Kesin olan bir şey var: Dakar 2022 sadece bir başlangıç. Konseptin geliştirilmesi gerekiyor. “Şu bakış açısından yola çıkarak geleceğe yatırım yapma taahhüdünde bulunuyoruz: Daha iyi olmanın peşinde koşmazsanız iyi olmayı da bırakırsınız”, diyor Dreyer. “Bu fikir bizi kamçılıyor; başarımızı sağlamlaştırmak için kendimizi yeniden keşfetmeye devam etmeyi hedefliyoruz.”